inasmuch as …

mademki, çünkü, -e binaen/göre, nedeniyle, hasebiyle, -i gözönünde tutarak.
Forgive them inasmuch
as they are young: Gençliklerine bağışla (genç oldukları için onları affet).
bir dereceye kadar, … derecesinde, nisbetinde, … kadar.
His aim is to help the poor people inasmuch
as he is able: Onun gayesi yoksullara elinden geldiği kadar yardım etmektir.